Büyükşehir Belediyesi Mart Kültür-Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Bir Neslin Son Temsilcisi: Tarihçi ve Edebiyatçı Kimliğiyle Mehmet Fuad Köprülü’ panelinde konuşan AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen, “Köprülü deha seviyesinde bir isimdir. Önemli işler yapmıştır. Ama başta kültür noktalarının oluşması noktasında onun tedrici bir perspektifle değil radikal bir şekilde meselelere yaklaştığını düşünüyorum” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Mart Kültür-Sanat Etkinlikleri AKM’de düzenlenen ‘Bir Neslin Son Temsilcisi: Tarihçi ve Edebiyatçı Kimliğiyle Mehmet Fuad Köprülü’ paneli ile devam etti. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Bilgin ve Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haşim Şahin’in konuşmacı olarak katıldığı programda AK Parti Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen ile Kültür ve Sanat Şube Müdürü Adem Turan da bulundu.

Köprülü bir külttür
Panel moderatörlüğünü üstlenen Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haşim Şahin, “Mehmet Fuad Köprülü’nün yetiştiği dönem Türkiye’de bilimsel çalışmaların yeni başladığı bakir bir dönem. Köprülü soyundan gelmesinin de avantajlarını yaşamış. Hayatı hakkında çok fazla çalışmalar yapıldı. Bazıları Köprülü’yü çok fazla övdü bazıları ise yerdi. Ahmet Yaşar Ocak hocamız zamanında Köprülü ile ilgili bir makale yazarak kendisine kült bir tarihçi demişti. Onu kült yapan edebiyat tarihinden hukuk tarihine, kurumlar tarihinden iktisat tarihine, din tarihinden folklora kadar çoğu daha önce hiç dokunulmamış konuları fevkalade işlemesi. Bu konuları işlerken modern bir işleyiş tarzı kullanmış. Okuyanı ikna eden harika bir dil. Avrupa ve Türkiye’deki bazı meslektaşlarına yönelttiği ikna edici ve kuvvetli deliler. Bunlardan dolayı Köprülü bir külttür” diye konuştu.

Türk Medeniyetine bütüncül yaklaşım
Daha çok şahsiyetler üzerinden yürütülen Edebiyat tarihini kronolojik olarak ilk ele alanın Mehmet Fuad Köprülü olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Bilgin, “Köprülü’nün Osmanlıca olarak yayınlanmış daha sonra Latin harfleri ile de basılmış olan Eski Türk Edebiyatı Tarihi kitabı bulunuyor. Bugün 16.yüzyıla kadar Türk Edebiyatı tarihi var. Belki siyasete atılmasa gerisini de tamamlayacaktı. Dolayısıyla Edebiyat tarihimize de planlama yaparak ona bir usul yöntem çizen Köprülü olmuştur. İslam öncesi ve sonrası Türk Edebiyatlarını gelişme sürecine göre eserlerinde ele almıştır. Bunu çok kapsamlı ve geniş perspektifle işlemiştir. Eski tezkirelerde Yunus Emre’nin adı hiç geçmemiş. Sadece Aşıkpaşazade de biraz geçiyor. Yüksek zümre edebiyatı şairleri Yunus Emre’yi sufi bir şair olduğu için şairden bile saymamışlardır. Mehmet Fuad Köprülü ise Yunus Emre’yi ön plana çıkarmış ve hakkında birkaç makale yazmıştır. Köprülü Türk Medeniyetine çok bütüncül bakan bir bilim adamıdır” ifadelerini kullandı.

Tarihçiliği ulaştığı düzeyin kurucusu
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay, “Fuad Köprülü tarihçiliği 20.yüzyıl tarihçiliğidir. Köprülü’den bu yana kabaca 100 yıl geçti. Birçok bakımdan eleştirildi, aşındı. Ama bu bizim atalarımıza karşı nasıl davranmamız gerektiği sorununu da birlikte getiriyor. Tarihçiliğin bugün ulaştığı düzeyin kurucusu Köprülü’dür. Köprülü’yü tanımadan Türkiye’de tarihçilik olmaz. 20.yüzyılda Türkiye’nin Osmanlı Tarihi alanında yetiştirdiği 3 büyük isim vardır. Doğum tarihleri itibariyle 12-13 yıl aralıkla düzenli fasılalarla birbirlerini izlerler. Ömer Lütfi Barkan ve Halil İnalcık bu gruptadır. Bu sekansın başlatıcısı Fuad Köprülü’dür. İslamiyet öncesi Orta Asya’da Türk kültürleri, İslamiyet’in çıkagelmesi ve ikisinin taksimi klasik ders kitaplarında okutulmuştur. Bu derslerde anlatılan kurgu Köprülü kurgusudur. Bu bütünlüğü Fuad Köprülü’ye borçluyuz. Ona kadar bu taşlar bir bütünsel manzume içerisinde ele alınmamış ve birbiriyle ilişkilendirilmemişti.”

Dominantlığı zarar verdi
Panelin sonunda söz alan ve geleneğin hayatımızda çok önemli bir rolü olduğunu ifade eden AK Parti Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen; “Her bilim dalı kendi ustalarına gereken saygıyı göstermelidir. Ama bunun bir tapınma düzeyine dönüşmesi tehlikelidir. Köprülü kendi çağını iyi okuyan bir isim ve Türkiye’de sosyal bilimlerin kurucusuydu. Onun bu dominant konumu taşraya dalga dalga yayıldı ve bugün geldiğimiz nokta bu alanlarda bir tıkanma noktasıdır. Köprülü bunu tabi bu şekilde planlamadı. Ama yapılanmaya yönelik alternatif bakış açıları da bu dominant konum dolayısıyla doğmadı. Günümüzde bazı şeyler yanlış da olsa Köprülü söylediği için tartışmıyoruz. Bunların içinde kitabına verdiği isimle sosyal bilimleri birer ideolojik enstrüman haline dönüştürmüş olmasının ciddi bir şekilde eleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Köprülü deha seviyesinde bir isimdir. Önemli işler yapmıştır. Ama başta kültür noktalarının oluşması noktasında onun tedrici bir perspektifle değil radikal bir şekilde meselelere yaklaştığını düşünüyorum. Bunları Köprülü’nün kıymetini de bilerek ortaya konulacak yeni perspektiflerle aşılması gerektiğini düşünüyorum. Köprülü ekolünün alternatifi farklı bakış açılarının çıkması oldukça önemli” şeklinde konuştu.