‘Hasan Sabbah ve Haşhaşiler’ panelinde konuşan Doç. Dr. Haşim Şahin, “Haşhaşiler kendi davalarını hâkim kılabilmek ve dâhilerin emirlerini yerine getirebilmek için bugünkü dünyadan baktığımızda çok da meşru olmayan yöntemleri benimsediler” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Hasan Sabbah ve Haşhaşiler’ konulu panel ile devam etti. Adapazarı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Erciyes Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Aktan, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Haşim Şahin ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Atıcı Arayancan konuşmacı olarak katıldı.

Marjinal Bir Mezhep
Moderatörlüğünü Doç. Dr. Haşim Şahin’in üstlendiği programın ilk konuşmasını yapan Prof. Dr. Ali Aktan, “Haşhaşiliğe marjinal bir hareket değil de marjinal bir mezhep demek bu grubu tanımlamakta daha doğru bir ifade olacaktır. Haşhaşilik’te zaman zaman bizim alışık olmadığımız farklılıklar görülmüştür” diye konuştu. Aktan ayrıca Şiilik ve Haricilik üzerine kurulmuş birçok devlet olduğunu ekledi ve aynı zamanda fıkhi, itikadi ve siyasi mezhepler üzerine de değerlendirmelerde bulundu.

Planlı ve Zeki Kişilik
Programın devamında söz alan Yrd. Doç. Dr. Ayşe Atıcı Arayancan, “Hasan Sabbah ve Alamut popüler kültüre çok fazla malzeme olmuştur. Genellikle romanlardan inanılmaz derecede efsane kafamızda oluşmuştur. Kendi davası uğruna 35 yıl Alamut’ta yaşamış. Aynı zamanda rivayetlere göre kaleden hiç aşağıya inmemiş. Kendisini bütün dünya işlerinden soyutlamıştır. Yaşamını İsmaili davasına adamış bir şahsiyettir. Bütün zamanını ibadet etmekle, kitap okumakla, ismaili ile düşüncelerini yazmak ve ülke işleri ile uğraşmakla geçirmiştir. Aynı zamanda çok planlı ve zeki bir kişiliktir” diye konuştu.

Meşru Olmayan Yöntemler
Programın son konuşmasını yapan Moderatör Doç. Dr. Haşim Şahin, “Hasan Sabbah Şii davasının en büyük aktörlerindendi. Kendisinden önce bu dava devlet kurma veya yahut hilafet mücadelesi ile dönemin iktidarlarına karşı mücadelelerini sürdürdüler. Hasan Sabbah döneminde ise bu mücadele yer altına inmiş oldu. Fakat adanmışlar ve inanmışlar grubu olarak adlandırabileceğimiz bu zümre kendi davalarını hâkim kılabilmek için dâhilerin emirlerini yerine getirebilmek için bugünkü dünyadan baktığımızda çokta meşru olmayan birçok yöntemi benimsediler” dedi.