İbn Haldun'u Konuşmak Medeniyeti Anlamaktır

Büyük düşünce ve siyaset adamıdır
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Sami Şener, büyük düşünce ve siyaset adamı olan İbn Haldun’u konuştuklarını belirterek, “Görüşleriyle ve düşünceleriyle bugün dünyada hala tartışılmaya devam eden büyük düşünce ve siyaset adamını konuşuyoruz. İbn Haldun’u konuşmak aslında içinde yaşadığımız medeniyeti anlamaktır. Hayatın nasıl yaşanması ve yaşadığımız olaylara karşı nasıl bir tavır takınmamız gerektiğini, kendi dünyasından devşirdiği bir takım fikirlerle bize ileten büyük bir düşünce adamını hatırlayarak İbn Haldun’u konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Medeniyet, aynı dünyayı yaşayan, aynı düşünceler etrafında toplanan, aynı ortak acıları hisseden ve sevgiyi paylaşan ortak bir bağdır. Saydıklarımı paylaşanlar aynı ortak medeniyeti paylaşanlardır. İbn Haldun ile biz böyle bir bağlantı içerisindeyiz. İbn Haldun öyle bir insan ki, kim ne arıyorsa İbn Haldun’un eserlerinde bulabiliyor” şeklinde konuştu.

 

Özgün görüşler ortaya koymuştur
İbn Haldun’un zor zamanların adamı olduğunu dile getirerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Ejder Okumuş, “Çok karmaşık zamanlarda yaşamış, siyasi karışıklıkların yoğun olduğu dönemin insanı. Kendisinin bizatihi hayat tarzı da bir o kadar karışık. Çok ilginç bir şahsiyet. İlginç olduğu ölçüde özgün görüşler ortaya koymuştur. Esasen batıda ortaya çıktığı söylenen, özelde sosyoloji, genelde birçok sosyal bilimin temelinde İbn Haldun var. İbn Haldun’un başlı başına bir dil inşa ettiğini, kendi kendine özgür bir dil ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. İbn Haldun entelektüel dünyamız üzerinde çok etkili olmuş bir isimdir” diye konuştu.

 

Hakikat araştırmasını öne çıkarır
Yrd. Doç. Dr. Ömer Türker, İbn Haldun’un toplum ve devlet hakkında bilimsel olarak konuşabilme imkânı ortaya koyduğunu söyledi. Türker, “İbn Haldun bu imkânı, kendinden önce siyaset ve toplum üzerine yazılan eserlerin ciddi bir sorgulamasını, eleştirisini yaparak gerçekleştirmiştir. Bilim, hakikat araştırması yapar. Hakikat araştırması, bir şeyin mahiyetinin ne ise o olarak incelenip vasıflarının ortaya konmasıdır, nasıl olması gerektiğini bildirmek, değildir. Siyaset ve toplum üzerine yazılan eserlerin gerçekte bilim olamayacağını belirten İbn Haldun, hakikat araştırmasını öne çıkarır. Bunu da İslam metafizik geleneklerinin imkânlarından faydalanarak gerçekleştirmiştir” dedi.

 

İbn Haldun yolundan gidiyoruz
Son olarak konuşan Prof. Dr. Tahsin Görgün, “Gerçekleştirilen bu paneller, geçmişe verilen değeri gösterir. İbn Haldun da eserlerinde aslında bunu gerçekleştirmiştir. Buradan yola çıkarak yavaş yavaş biz de İbn Haldun’un yolundan gittiğimizi söyleyebiliriz. Kendi yaşadığımız hayatı ciddiye alarak ifade edip tüm insanlığın anlayacağı şekilde anlatmanın yollarını aramamız gerekiyor. Batılılar şunu düşünürler, ‘Batı, kendi kendisini icat etti, inşa etti.’ Yani o söylemden şunu çıkarıyoruz. Batı, kendisi harici herhangi bir topluma, söyleme, düşünceye borçlu değil. Batılılar bu söyleme inanırlar. Çok sayıda âlimi, entelektüeli olan bir medeniyetiz. Bu medeniyetimize karşı batı, savunma biçimi geliştirmiştir.” ifadelerini kullandı.


Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Kılıç, panel sonunda konuşmacılara teşekkür ederek, çiçek takdim etti.