Büyükşehir Akademide ‘Futbol Sosyoloji Seminerleri’ dersinde öğrenciler ile bir araya gelen Erdal Hoş, “Taraftarlık, karşılıksız bir sevgidir” derken, Ergin Aslan, “Taraftarlık, sahada oynanan 90 dakikalık bir süreç değil, hayata yansıyan bir süreçtir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Büyükşehir Akademi’de dersler devam ediyor. Moderatörlüğünü Erdal Hoş’un yaptığı ‘Futbol Sosyoloji Seminerleri’ dersinin bu haftaki konuğu Ergin Aslan oldu. ‘Taraftar Olmak’ konu başlığı üzerinde konuşulan derse ilgi oldukça yoğundu.

Karşılıksız bir sevgi
Erdal Hoş, “Herhangi bir takımın galibiyetinden sonra sizin hayatınızda hiçbir şey değişmeyecek. Takımın sporcuları ve yönetim kurulunun değişecektir ama taraftarda böyle bir şey söz konusu değil. Oyunun sizi hayattan çekip alacağı zamanlar sınırlıdır. Sadece o gece başka bir kişi olabilirsiniz. Bütün kimliklerden sıyrıldığınız bir an vardır, o da maç esnasında tribünde olmanız. Herhangi bir taraftarın kulüpte bir hakkı var mıdır? Yoktur. Hiçbir şey belirlemeye yetkisi yoktur. Bu tam bir çılgınlık halidir. Hayali bir biz vardır. Karşılıksız bir sevgidir. Bu bir alt kimliktir. Edinilmesi en kolay ve zahmetsiz bir kimliktir. Hiçbir mecburiyetiniz yoktur” ifadelerini kullandı.

Hayata yansıyan süreç
Ergin Aslan, “Taraftarlık, sahada oynanan 90 dakikalık bir süreç değil. Bu hayata yansıyan bir süreç. Eskiden tribünlerde bir ruh vardı. Şimdi biraz daha İngiltere taraftar kültürüne doğru bir yönelim var. Bu olay aslında yeni stadyumların açılması ile birlikte hız kazanmış durumda. Takım yenildiği için ağlayan adam, gerçekten takımına âşıktır. Sadece başarılar camiaları güçlü yapmaz. Tam tersine ağır mağlubiyetler seni takımına daha çok bağlar. Maç esnasında eğer totem yapıyorsan bu bir taraftarlık belirtisidir. Totem yapmak aslında inanmaktır” dedi.