Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşi ve imza günü etkinliklerinde Yazarlar Hümeyra Yabar ve Demet Şahin sevenleriyle buluştular. Programlarda edebiyatın büyülü bir kapısı olduğu ve bir kez o kapıdan geçilip odaya girildiğinde hayattaki hiçbir şeyin aynı kalmayacağı vurgusu yapıldı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri söyleşi ve imza günü programı ile devam etti. Yazarlar Hümeyra Yabar ve Demet Şahin ilk olarak Adabilim Koleji’nde ardından da Faik Baysal Kütüphanesi’nde sevenleri ile buluştular. Konuşmacılar programların sonunda kitaplarını da sevenleri için imzaladılar.

Programlarda öne çıkan satır başları şu şekilde;

İlk göz ağrım
Hümeyra Yabar, “Uykusuz meyveler benim ilk göz ağrım. Bu kitabın uzun soluklu bir yolculuğu oldu. Bu yolculukta Ali Ural hocamla beraber yürüdük. Bir şeyler yazmamda annemin de çok emeği vardır.  Aslında bu kitap ortaokul ve lise öğretmenlerinin insanın geleceğini nasıl etkileyeceğinin çok somut bir örneğidir. Ali Ural hocamın yanında 4 senedir bulunuyorum. Kendisiyle tanışmadan önce de yazıyordum. Okul dergilerinde ve çeşitli blog sayfalarında. Üniversitede ki hocalarım ‘Hadi bunları yayınlayalım artık’ dedikleri halde ben bunlar için hiç acele etmedim” diye konuştu.

Edebiyatın büyülü bir kapısı vardır
Yabar, “Edebiyatın büyülü bir kapısı vardır. Bir kere o odadan geçtiğinizde artık hayatınızdaki hiçbir şey aynı kalmıyor. İyi bir yazar olmak için çok iyi bir okur olmanız gerekiyor. Yazmanın tadına bir kere varınca bir daha ondan ayrılamıyorsunuz. Çünkü hayatınızın bir parçası haline geliyor. Kendinizi başka türlü nasıl ifade edebileceğinizi de bilmiyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Farklı bir duygu
Demet Şahin, “Üniversitedeyken yazma hayalimi unutmuş ve peşinden hiç gitmemiştim. Günlerden bir gün vapurda liseden bir arkadaşımla denk geldim. Muhabbet esnasında bana hala, ‘Sen eskiden yazıyordun; hala yazıyor musun?’ sorusunu sorunca duvara çarpmış gibi oldum. Çünkü yazmıyordum ve o hayalimi unutmuştum. Sonra içimdeki o kıvılcım yeniden canlandı. Hemen ardından Ali Hocamın atölyeleri ile karşılaştım. Atölyedeki yolculuğum 6 yıl sürdü. Annem bize hep yapmamızı istediği şeyleri hep hikayeleştirerek verirdi. Böyle olunca ilk yazdığım hikayeler annemin hikayeleri oldu. Burada şuan kendi kitabımı konuşmak gerçekten çok farklı bir duygu. Allah inşallah herkese nasip eder” şeklinde konuştu.