Devlet Geleneğinde Fikri Hayatın Rolü ve Siyasetin İlmi konulu panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Kavas, “Devletleri ayakta tutan ilimdir. İlimsiz devletlerin kalkınması, gelişmesi ve düşüncede ilerlemesi mümkün değildir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri ‘Devlet Geleneğinde Fikri Hayatın Rolü ve Siyasetin İlmi’ konulu panel ile devam etti. AKM’de gerçekleşen programa Prof. Dr. Ahmet Kavas, Doç. Dr. Fatih Şeker ve İhsan Ayal konuşmacı olarak katıldı. YILKI Dergisi işbirliği ile gerçekleştirilen programa kültür sanat dostlarının ilgisi yoğun oldu.

Tefekkür konuşmaktan ayrı düşünülemez
Programın ilk konuşmasını yapan İhsan Ayal, “Batı ve İslam medeniyeti devleti varlık üzerine oturtur. Devlet gücü, adaleti, sermayeyi, suçu, cezayı, refahı temin eden üst müessesedir. Bu anlamıyla devlet için metafizik bir yorum yapabiliriz” ifadelerini kullanırken; Doç. Dr. Fatih Şeker, “Ben Türkçe konuşan ve kendi dilimde düşünmeye çalışan bir insanım. Malum olduğu üzere insan ancak konuşurken düşünür.  Zihnin hazmı konuşmayla olur. Tefekkürü konuşmaktan ayrı düşünemeyiz. Heidegger konuşmanın bir inziva hali olduğunu söylemektedir” dedi.

Osmanlı’yı anlamak için Farabi’yi anlamak gerekir
Doç. Dr. Fatih Şeker, “Karl Marx, “Siyaseti Almanlar düşündü başkaları yaptı” demiştir. Karl Marx Kutadgu Bilig'e, Farabi'ye dair bir şeyler bilmiş olsaydı eğer böyle şeyler söylemekten haya ederdi. Kınalızade, bu söylemeye çalıştığımız hususları Kanuni üzerinden söylüyor. Kanuni'yi ete kemiğe bürünmüş şeklinde yorumlar. Osmanlı'yı anlamak için Farabi'yi anlamak gerekiyor. Farabi nasıl Kınalızade'nin çağdaşıysa, hem Farabi hem Kınalızade bizim de çağdaşımızdır. İsimleri ve eserleriyle bize ulaştıklarına göre unutulmuş sanılan tüm mütefekkirler hala yaşamaktadırlar” diye konuştu.

Batı Rönasansla böbürleniyor
Prof. Dr. Ahmet Kavas ise; “Devletleri ayakta tutan ilimdir. İlimsiz devletlerin kalkınması, gelişmesi ve düşüncede ilerlemesi mümkün değildir. Müslümanlar ilk defa Arap Yarımadası’nda İslamla şereflendiklerinde görevleri tebliğ etmekti. Büyük savaşlar ve mücadeleler sayesinde tebliğ ettiler ve başarılı oldular. Devlet geleneği de zamanla yerine oturmuş oldu. Batı'da da bir Rönesans vardır.  Yeniden doğuş anlamını taşıyor. Batının dünyaya karşı böbürlenmesinin de dayanağı Rönesanstır” ifadelerini kullandı.

İlmi çalışmalara eğilmeliyiz
Prof. Dr. Kavas, “İlimden uzak olan devlet adamları, cehaletle dolu olanlar devletlerini zulümle idare ediyorlar. Tarihte öyle şahsiyetler yetişmiş ki onların da iki gözü ve kulağı vardı.  Bizden bir farkları yoktu. Ancak bu insanlar ne zaman vakitlerini ilme ve irfana ayırmışlarsa da hem kendileri istifade etmişlerdir hem de diğer insanlar. İbn-i Şemseddin diye bir alim vardır. Devlete dair kitapları olduğu gibi farklı alanlarda da eserleri var. 600'ü aşkın kitabı bulunmaktadır. İşte bir fikir adamı örneği olarak İbn-i Şemseddin'i gösterebiliriz. Sadece bir alanda değil, birçok alanda kitaplar yazmış. Medeniyetimizde bu şekilde çok isim var. Bizler de bu kadar imkana sahipken, ilimle meşgul olmamız gerekiyor. İlmi çalışmalara eğilmemiz gerekiyor” diye konuştu.