19. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları lise buluşma etkinlikleri ile devam etti. Ali Jaafar Al Allaq, “Şiir yazmanız şart değil ama şiir okuyun, bu benim ne işime yarayacak ki demeden okuduğunuzda inanın bana o sizin zihin, kelime ve duygu dünyanızda yapacağı değişikleri tahmin bile edemezsiniz. Umut ediyorum ki sizi şiir güzelleştirecektir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 19. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları şairlerin liselerde katıldığı programlarla devam etti. Serdivan Anadolu Lisesi, Adapazarı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Sapanca Lokman Hekim Mesleki ve Teknik Lisesi, Sapanca Şehit Albay Güner Ekici Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde gerçekleştirilen etkinliklerde öğrencilerle bir araya gelen şairler, şiir ve şairlik hakkında bilgiler verdi.

Toprak ve vatan tahkim edildi
Raşit Ulaş, “Türkçenin ve dilin vasıtasıyla toprak ve vatan tahkim edilmiştir. Türk şiirinin her zaman böyle bir vazifesi olmuştur. Aynı şekilde bugün de devam etmektedir. Bu durum için en önemli örneğimiz Mehmet Akif’in yazmış olduğu İstiklal Marşımızdır. Bu aslında şiirdir. İstiklal Marşı şiir kuvveti ile bizim üzerimizde nasıl bir etki bıraktıysa genel olarak Türk şiiri de bizim üzerimizde aynı etkiyi bırakmaktadır. Hayatımızın içine ne dâhil olduysa Türk şiirine de o yansımıştır. Yani hayatımızın asla dışında olan bir şey değildir” ifadelerine yer verdi.

Şiir bir dünya medeniyetidir
Halit İlteriş Kutlu, “Konuşacağımız konu şiir. Ama bunu oluşturan en büyük etmen ‘söz’ olmaktadır. Şiirlerin söz ve beyan ile doğrudan ilişkileri bulunmaktadır. Söz ve beyanların çok ciddi kutsallıkları vardır. Dünya’da ilk defa şiir söyleyen Hz. Âdem olmuştur. Şairlerin şiir yazarken ki en büyük düşünceleri hakikati aramak olmuştur. Şiir dediğimiz şey bir dünya medeniyetinin unsurudur. Şiir, hem okuma noktasında hem de yazma noktasında o medeniyetin entelektüel noktasından beslenmek durumundadır” sözlerine yer verdi.

Her zaman neşeli şeyler yazarız
Dannybal Reyes Umbria, “Venezuela halkı her zaman neşeli ve sahil kenarında bile şiir söyleyen, bu şiirleri de günlük yaşantılarından ortaya çıkaran insanlardır. Şiiri şöyle tanımlayabilirim ki büyük bir ağaç düşünün yağmur yağmış dalları ağırlaşmış ve sarkıtlarında ortaya çıkan bir görüntü gibi tanımlayabiliriz. Latin Amerika şiirlerinin din ile kutsal bir bağları çok fazla yok. Bizler daha çok canlı, hareketli ve eğlenmeyi seven insanlar olduğumuz için şiirlerimizi de bunlara çok fazla yansıtmaktayız” dedi.

Bizi gurbete taşımıştır
Harun Yakarer, “Şiir, bizlere tarihsel süreç içerisinde kendisini gösterdiği gibi bir milletin yaşadığını ispat etmesi için bir araç olabilir. İstiklal Marşımız da bunun en büyük özelliği. Bir millet tökezleyip düştüğünde onun hala yaşadığını gösteren şey İstiklal Marşı olmuştur bizde. Şiir hem şairinin varlığını hem de onun milletinin varlığını ispat etmektedir. Şairler insanlar arasında en ince kişilikli olanlardır. Şiirler ne kadar soyut gibi olsalar da aslında ne kadar somuttur. Şiir günümüzde roman gibi okunan bir şey değildir. Şiir bu yüzden gurbete taşımış bir şeydir” dedi.

Sizi şiir güzelleştirecek
Ali Jaafar Al Allaq, “Şiir, günlük hayatta yaşadığımız duyguların ve olayların farklı bir bakış açısıyla yazılmasıdır. Bu yaşlarda olup da şiir yazmıyorsanız yaşınızın heyecanına yazık olur. Yaşınızın heyecanının şükrünü eda edin ve şiir yazın ki bu coşkuyu bir daha bu yaşlara geri dönüp yaşayamayacaksınız. Şiir yazmanız şart değil ama şiir okuyun, bu benim ne işime yarayacak ki demeden okuduğunuzda inanın bana o sizin zihin, kelime ve duygu dünyanızda yapacağı değişikleri tahmin bile edemezsiniz. Umut ediyorum ki sizi şiir güzelleştirecektir” dedi.

Kelime ile aranızda bir bağ olacak
Dilek Kartal, “Hepinizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti olarak şiir yazmaktan çok şiir ezberleyerek büyüdük. Milli bayramlarımızdan kalma benimde şiir aşinalığım başladı. Okuma yazma bilmediğim zamanlarda ablamla birlikte şiir ezberledim. Şiirler, zamanla kelimeyle aranızda farklı bir bağ oluşturuyor. Benim açımdan belki de çok iddialı olacak ama şiir; çalışılarak kazanılacak bir şey değil, Allah vergisi olduğunu düşünüyorum. Aynı kelimeleri biliyor olsak da çok farklı cümlelerle ifade ediyoruz. Bakış açısı, dünya görüşü dediğimiz şey tam da budur” ifadelerine yer verdi.

Her şey ilham ile başlar
Şafak Çelik, “Bir şiir nereden çıkıyor, ne işe yarar, niye yazmalıyız birde bu şiirin karşılığı nedir? Bu 3 konu hakikaten çok önemlidir. Her zaman yazın, deneyin şiir mutlaka size bir şeyler ekleyecektir. Çünkü şiirin gerçeklikle bir bağı vardır. İlhamı bulun, zaten bulduktan sonra şiirin merkezinin ne olduğunu ve şiirin sizdeki karşılığını buluyorsunuz” sözlerini söyledi.

Şair bize yol gösterir
Fatih Atasever, “Lisedeki birisi neden şiir yazmalı dediğinde aklıma şu sözler geliyor; bir adam 17 yaşında ve şiir yazıyorsa bu onun 17 yaşında olduğunu gösterir ama bir adam 40 yaşında ve hala şiir yazıyorsa bu onun şair olduğunu gösterir. Bu genç yaşlarda şiiri aktarmaya çalışmak bizim faydamıza. Biz bunu sonrasında bir şeye dönüştürebilirsek bu bizim şair olduğumuzu gösterebilecek bir şeye dönüşüyor. Şiir neden okunur meselesine gelirsek açıkçası şiir kimseyi soğuktan korumuyor, şiir okuyunca içimiz ısınmıyor ya da birisinin karnını doyurmaz şiir. Karnımızı doyurmak için şiir okuyamayız ancak şiir birilerini doyurmaya ikna edebilir, birilerini ısıtmaya da ikna edebilir. O yüzden şiir çok kıymetlidir. Şair bize bizim bilmediğimiz hiçbir şey anlatmaz ancak bizlere hangi yolda gidebileceğimiz seçenekleri sunar” dedi.