17. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları düzenlenen etkinliklerle devam etti. Gabriel İmpaglione, “Türkçe’yi anlamasam bile dinlerken çok fazla haz duyuyorum, çok mutlu oluyorum” derken, Mustafa Uçurum, “Kalbe giden yol mutfaktan değil, şiirden geçer. Şiire tutunmak, şiire sımsıkı sarılmak hayata güzellikler getirir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi 17. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları kapsamında düzenlenen etkinlikler devam ediyor. Günün ilk etkinliğinde şairler iki farklı lisede öğrencilerle buluştu. Sapanca Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile SAÜ Vakfı Özel Okulları’nda gerçekleştirilen programlarda Adem Turan, Mustafa Uçurum, Giovana Mulas, Gabriel Impaglione, Yahya Kurtkaya, Jordi Joan Banos ve Mirzana Pasic Kodric şiir meraklısı gençlerle buluştu. Günün bir diğer etkinliğine ise Ofis Sanat Merkezi ev sahipliği yaptı. Katılımcı şairlerinin şiir sunumlarının ardından Enver Mete Aslan ile Serhat İnce ikilisi mini bir müzik dinletisi sundu.

Önemli olan içinizdeki sesi dinlemeniz
SAÜ Vakfı Özel Okulları’nda gençlerle bir araya gelen Yahya Kurtkaya ilk şiir yazmaya nasıl başladınız? sorusu üzerine, “10 yaşında akrostiş bir şiir yazmışım. Aslında her insanda bir yetenek var. Bunu potansiyel olarak önce hissetmeniz gerekiyor” diye belirtirken; Mirzana Pasic Kodric, “İlk olarak öğretmenim fark etti. Önemli olan içinizdeki sesi dinlemeniz. Yazmak istiyorsanız bunu kendiniz için yapmalısınız. Çünkü kendiniz için yazıyorsunuz ve kendinizi anlatıyorsunuz” dedi. Jordi Joan Banos ise “Edebiyata ve şiire hiç ilgim yoktu. Benim için şiir sadece edebiyat derslerindeydi. Başka hiçbir şey ifade etmiyordu. Şiir okuduğunuz zaman oradaki kelimelerin kıymetini bilmeyi anlıyorsunuz. Hayatı nasıl ifade edebileceğini farkediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Şiir güzellikler getirir
Şiirin öneminden bahseden Mustafa Uçurum, “Kalbe giden yol mutfaktan değil, şiirden geçer. Şiire tutunmak, şiire sımsıkı sarılmak hayata güzellikler getirir. Bizi burada birleştiren ortak nokta şiirin gücüdür” derken; önyargılarının yıkıldığına değinen Giovana Mulas, “Müslüman kadınlara karşı bu seyahat benim ön yargımı yıkmama vesile oldu. Avrupa’ya döndüğümde bunun ile ilgili bir yazı yazacağım ve bu ön yargıyı birlikte yıkacağız. Biz Avrupalı kadınlar aslında daha özgür gösteriliyoruz. Fakat buraya geldikten sonra sizin daha özgür olduğunuzu görüyorum ve hissediyorum. Umarım bu özgür düşünceyi birbirinize iletmeyi sürdürürsünüz ve geleceği daha güzel bir hale getirirsiniz” diye belirtti.

Kitap iyi bir gıdadır
Kültürün ve barışın önemine değinen Gabriel İmpaglione, “Türkçeyi anlamasam bile dinlerken çok fazla haz duyuyorum, çok mutlu oluyorum. Bir yemek yer gibi bir film izler gibi zevk veriyor bana. Herkesin kendi kültürünü yansıtması bizim en büyük zenginliğimiz. Bizi düşman ettikleri dünyada bizim yapabileceğimiz en güzel şey birbirimizi anlamasak bile, birbirimize tolerans ile yaklaşıp birbirimizi tanımaya çalışmamız” ifadelerini kullandı.