Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Etkinlikleri ‘İslam Düşüncesinde Felsefe’nin yeri’ etkinliği ile devam etti. Çetinkaya, “Hikmet; cesaret, adalet ve basiret olarak 3 ana temelden oluşuyor. Hikmet herkese verilen bir ikram değildir o yüzden kime hikmet verilmişse ona ‘hayır’ verilmiştir” dedi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Etkinlikleri Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya’nın ‘İslam Düşüncesinde Felsefenin Yeri’ isimli konferans ile devam etti. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda öğrenci katıldı.

Asıl kaynağımız Kuran ve Sünnet
Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya, “İslam Düşüncesi’nin üç ayağı var. Bunlar; Felsefe, Kelam ve Tasavvuftur. Bunlara kısaca ilim, hikmet ve irfan diyebiliriz. Bunları birbirinden ayırırsanız ortak düşünce ortadan kalkar. Hikmet; cesaret, adalet ve basiret olarak 3 ana temelden oluşuyor. Hikmet herkese verilen bir ikram değildir o yüzden kime hikmet verilmişse ona ‘hayır’ verilmiştir. Hikmet ilimden kopuk bir şey değildir. Mesela Aristo’nun eserlerini incelediğimiz zaman hikmetten bahsediliyor. Hikmet; siyaset, bilgi ve metafizik alanına da giriyor. Ama bizim için önemli olan Hikmet geleneğindeki asıl kaynağımız Kuran ve Sünnettir” diye konuştu.

Akıl olmadan hakikati anlayamayız
Konuşmasına devam eden Prof. Dr. Çetinkaya, “Akıl olmadan hakikati anlayamayız. Ama sadece akılla değil, 5 duyu organımızla da anlamamız gerekiyor. Hepsi düşünceyi oluşturan enstrümanlardır.  İslam filozoflarına baktığımız zaman hükümdarları çevresindeydiler. O zamanlar halk kütüphanesi diye bir şey yoktu. Hükümdarlara ait kütüphaneler vardı. İnsanlar İslamiyet’in gerilemesinden dolayı felsefeyi suçluyorlardı. Ama akli ilim yükseldiği zaman, şerri ilimde yükseliyor. Bunlar paralel konular olduğu için İslam medeniyeti gerilemiş. İslam gerilemesinin asıl nedeni Müslümanların çalışmamasıdır. Düşünme aşaması olmadan hiçbir şey üretemeyiz. Bu yüzden de teknolojinin ilerlemesinde geri durumdayız” sözlerini söyledi.

Felsefe evrensel bir dildir
Prof Dr. Bayram Ali Çetinkaya, “Din, içerden konuşmayı gerektiriyor. Ama felsefe evrensel bir dil konuşuyor. Bizimle ortak dili konuşamayan insanlarla felsefe sayesinde ortak bir dil konuşmuş oluyoruz. Müslümanlar felsefe yerine hikmet kelimesini kullanmışlar. Çünkü felsefe yabancı bir dil olduğu için hikmet kelimesini tercih etmişlerdir. Ama felsefenin Antik Yunandan gelmesi bir anlam ifade etmiyor. Tefekkür ise beraberinde arınmayı getirir. Kendisini bilen ve tanıyan Rabbini bilir. Bu yüzden kalp, akıl ve zihin birbirinden kopamayacak 3 temel unsurdur. Teammülün son aşaması ise hakikate ulaşmaktır. Görüneni herkes görür ama önemli olan arka tarafı da görmektir. Bunlara göre yaşarsak eğer zihni, ruhi ve bedeni bir arınma söz konudur.”