Bosna Bir İnanma Biçimidir

En kötü barış en iyi savaştan daha iyidir
Konferansta ilk önce, “Yeryüzü Doktorları” oluşumunda bulunarak bölgede görev yapmış olan Süleyman Gündüz konuştu. “Aliya İzzetbegoviç, evrensel bir aklın adamıdır” diyerek konuşmasına başlayan Gündüz, Aliya’nın düşüncelerinden ve zihinlere yer etmiş sözlerinden alıntılar yaptı. Dayton Antlaşması’nın adil olmadığını iddia eden yönetici sınıfa karşı Aliya’nın, “Elbette ki bu antlaşma Bosna’nın sorunlarını çözmeyecektir ama en kötü barış en iyi savaştan daha iyidir” sözlerini hatırlatan Süleyman Gündüz, “O, mücadelesine başladığı andan itibaren yeryüzündeki bütün mazlumlara ait bir şahsiyet olmuştur. Aliya, daima barışı savunan, daima Müslüman olduğunu ve Müslüman kalacağını her fırsatta dile getiren, kendisini İslam dünyasının bir neferi olarak gören, yürüttüğü mücadele ile bizim var oluşumuzun gerekçelerini ortaya koyan muhteşem bir şahsiyettir. Bosna’da şiddet sarmalının arttığı bir dönemde Bosnalı milisler gücü Aliya’ya, ‘Biz de Sırplar gibi davranmak istiyoruz, onlar gibi köyleri yakalım, halka işkence edelim’ dediklerinde Aliya, ‘Sırplar bizim öğretmenimiz değil, biz Sırplardan ancak ne yapmayacağımızı öğrenebiliriz’ diyerek liderliğin nasıl olduğunu bize göstermiştir” dedi.

Aliya bir kitle heykeltıraşıdır
Süleyman Gündüz konuşmasının son bölümünde Aliya’nın bir kitle heykeltıraşı olduğunu ifade ederek, “Büyük lider bizlere kendi medeniyetlerimizi keşfetme fırsatı vermiştir. Savaşta batılıların bütün kutsal dinlerin emrettiği inançları katlettiğini bizlere apaçık göstermiştir. Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak gerektiğini söyleyen Aliya bir kitle heykeltıraşıdır” diye konuştu.

Duyarlılığı geliştirmeliyiz
Bosna gibi şehir isimlerinin coğrafi anlamlarından öte insanlarca bir inanma biçimine dönüştüğünü kaydederek konuşmasına başlayan Yazar Tarık Tufan, bir coğrafya ile ilişki kurabilmek için illa o coğrafyaya yönelik bir saldırının oluşması gerekmediğinin altını çizdi. Tufan, “Bosna ile Sırbistan’ı ayıran etnik değil dini kökenlerdir. Srebrenitsa Katliamı’nın olduğu gün civar Sırp köylerinden dumanlar yükselir, bunlar ateşte çevirdikleri domuzlara aittir. Bosna yalnızca bir şehirden ibaret olsaydı düşerdi ama Bosna bir inanma biçimi. Bosna halkının direnişi insan varlığının olduğu her metrekareye ilham kaynağı olmuştur. Dün Allah’a inandığımız gibi Bosna’ya inandıysak bugün de Allah’a inandığımız gibi Gazze’ye inanmalıyız. Filistin, Gazze ve Bosna meseleleri birbiri içine geçmiş meselelerdir. Bu meseleler bir anlamda inancımızın gereğidir. Bir coğrafya ile ilişki kurabilmek için ille de bir saldırının gerçekleşmesi gerekmiyor. Balkan Coğrafyası’na ilişkin duyarlılığımızı geliştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu konferansın sonunda Tarık Tufan ve Süleyman Gündüz’e teşekkür ederek üzerlerinde Sakarya tasvirinin bulunduğu birer minyatür çalışması hediye etti.