İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından geliştirilen, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, SASKİ ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nce desteklenen proje kapsamında Sapanca’nın İkramiye Mahallesi’nden Akçay Deresi’ne nesli tehlike altında olan 7 bin 500 kırmızı benekli alabalık bırakıldı.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, nesli tükenmekte olan kırmızı benekli alabalık popülasyonunu arttırmaya yönelik olarak İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından geliştirilen, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, SASKİ ile Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından desteklenen projenin, orman içi su alanına balık bırakma etkinliğine katıldı. Etkinlikte Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürü Resul Doğan, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, Sakarya İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Erdemir, SASKİ Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı İbrahim Bal ve öğretim üyeleri de yer aldı. Etkinlik kapsamında Sapanca’nın İkramiye Mahallesi’nden Akçay Deresi’ne 7 bin 500 kırmızı benekli alabalık bırakıldı.

4 yıllık emek
4 yıllık bir emeğin ürüne dönüştüğünü belirten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, “2014 yılında bu balıkları doğadan almıştık. Şimdi onları ait oldukları yere doğaya salıyoruz. Ülkemizde 300’ü aşkın tatlı su balığı türü var. Bunların önemli kısmı tehdit altında. Kırmızı benekli alabalıklar bunlardan bir tanesi. Projemiz için büyük bir emek verdik. Bu SASKİ, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün katkılarıyla başarıya ulaşabilecek bir proje. Bugün tören yapıyoruz ama asıl bundan sonrası çok önemli. Çünkü doğaya bıraktığımız tehdit altında olan bir balık türü. Yakalanması, avlanması ve ticareti yasak. Hepimizin önemsemesi gereken bir durum. Belki sırf bu balığı görebilmek için buralara gelenler olacak. Bu türü yaşatmak, geleceğe taşımak hepimizin görevi. Buralarda yaşayan vatandaşlarımızın da bu balıklara sahip çıkması lazım. Bu zenginliğimizin artarak devam etmesini diliyorum” diye konuştu.

Şehir için önemli bir zenginlik
Dr. Rüstem Keleş, “İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nin başlatmış olduğu projenin bugün çıktıları paylaşılıyor. Başta dekanımız olmak üzere diğer akademik heyete çok teşekkür ediyorum. Tatlı su kaynaklarımız bol olduğu için bölgemiz açısından çok büyük zenginlik olan bu balık türünün popülasyonun artması noktasında önemli bir proje. Su ve Kanalizasyon İdaresi olarak bize düşen bu bölgede geliştirdiğimiz su yapılarını bu balıkların yaşam standartlarına göre tasarımlamak. Biz kurumsal olarak bu sorumluluğu taşıyacak, bu sorumlulukla hareket edeceğiz. Bölgede bu balıkların avlanması, ticareti ve korunması ile ilgili olarak da üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz. Bu konuda hem kurumlarımızın, hem vatandaşlarımızın, hem de muhtarlarımızın son derece duyarlı olması gerekiyor. Özellikle iç turizm açısından bu zenginliği keşfedecek, bu zenginliğe hasret duyan, bu zenginliği besleyecek insanların da bu bölgeye gelmesi ve görmesi gerekiyor.”

Hedef 50 milyon yavru balık
Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürü Resul Doğan, “Orman içi suların balıklandırılması projesi 2010 yılından sonra hızlandı ve buna ilk olarak Trabzon Maçka’da üretim istasyonları kurarak başladık. Daha sonra Abant ve Mersin’de üretim istasyonları kuruldu. Burası üretim istasyonlarının dördüncü ayağı. Hedefimiz 2023 yılına kadar 50 milyon alabalık yavrusunu orman içi sulara ulaştırmak. Şu an 15 milyonu aştık. Nesli tükenmekte olan veya popülasyonları azalan orman içi sulardaki balık sayısını arttırmayı, amatör olta balıkçılığına altlık oluşturmayı amaçlıyoruz. Genel müdürlüğümüzdeki bir protokol kapsamında hocalarımızla görüşülmüştü. Ardından böyle bir çalışma başlatıldı. Çalışmaya bizler de kurumsal olarak destek verdik. Bundan sonraki süreçte en büyük sorumluluk yöredeki halka ve biz kurumlara düşüyor.”

Üzerimize düşeni yapacağız
Kırmızı benekli alabalığın çoğaltılmasının ve doğal ortamında üretilmesinin son derece önemli bir proje olduğunun altını çizen Sakarya Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Erdemir, “Geliştirilen bu projeden dolayı sayın hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Daha önce kendileriyle 10 yıldır sürdürülen bir mersin balığı projemiz vardı. Sakarya Nehri’nde bu balık türünün geliştirilmesi ve çoğaltılmasıyla ilgili bir çalışma yapıldı. Bize düşen görev Tarım ve Orman Bakanlığımızın ilgili kanun ve yönetmeliklerine uygun olarak bu bölgeye ve yetiştiriciliğine sahip çıkmaktır. Umarım önümüzdeki günlerde bir çalışmaya gerek duymadan, vatandaşlarımızın sahip çıkmasıyla doğal ortamında üreyen bir balık türü haline gelir” ifadelerini kullandı.

Üretmek basit korumak zor
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Devrim Memiş, “Akçay Deresi’nden aldığımız 100 ve 200 gram arasında birkaç balığı Sapanca İç Su Bilimleri Araştırma ve Uygulama İstasyonumuzda büyüttük. Bu balıklar yaklaşık olarak 2-3 yaşından sonra yumurta verme yaşına geliyorlar. Kasım-Aralık aylarında bugün doğaya bıraktığımız bu balıkları ürettik. Şu anda 15 gram civarındalar. Amacımız nesli tehlike altında olan bu türü yetiştiricilik yoluyla tekrar çoğaltmak. Tabi bu yeterli değil. İzlemek gerekiyor. Bu nedenle Doğa Koruma ve Milli Parklar ile birlikte balıkları gözle görülür bir şekilde markaladık. Avcılığını yapanlar ya da derede balığa rastlayanlar bu markaları kolayca görebilecek. Balıkların hangi noktalarda görüldüğünün bize haber verilmesi çok önemli. Böylelikle biz beslenme alanlarını, büyüme hızını, dere içerisinde nereye kadar ulaşabildiklerini ve yumurtlama zamanına ne kadar zaman sonra ulaşacaklarını gözlemleyebiliriz. Bizim için önemli olan balıkların yumurtlaması. Üretmek çok basit ama korumak zor bir iş. Korumayı inşallah hep birlikte yapacağız.”